“Bazı yerler, insanın içine yalnızca merakla değil, korkuyla da işler.”
105Please respect copyright.PENANAHyxtZSHIsZ
105Please respect copyright.PENANAlrCTT6U8Ds
105Please respect copyright.PENANAwssNV0UPrT
Yolun sonunda gri bir siluet yükseliyordu. Ne şehre ait görünüyordu, ne de tamamen doğaya. Gövdesi paslı bir mızrak gibi gökyüzünü deliyor, sisin arasından kayboluyordu.
Kulenin önünde durduğumuzda, rüzgârın uğultusu bile değişti; sanki oraya ait olmayan iki yabancıydık.
105Please respect copyright.PENANAfP3DV2xsWN
“Gerçekten çıkalım mı buraya?” dedi Deniz, gülümseyerek. Elindeki fotoğraf makinesini çantasına yerleştirdi.
Ben cevap vermedim. Kuleyi izliyordum. Her katında kırılmış pencereler, sanki göz gibi bize bakıyordu.
Kendi içimde garip bir çekim hissediyordum — korkuyla karışık bir çağrı.
105Please respect copyright.PENANAq8Jdf0FiMX
> Bazen insanın içine, açıklayamadığı bir ses düşer. İşte o ses Aras’ın içindeydi o an.
Bu ses onu çağırıyor, adeta kaderine doğru sürüklüyordu.
105Please respect copyright.PENANAqPQRvQiUrZ
105Please respect copyright.PENANANQvwZzaES5
105Please respect copyright.PENANADKLqyPRwA2
“Çıkalım,” dedim sonunda.
“Fotoğraf falan çekelim. Belki manzarası güzeldir.”
Deniz bana baktı, gözleri parladı. “Sen ciddisin! Tamam, o zaman macera başlasın.”
105Please respect copyright.PENANA3ECxz2eREh
Kuleye giden yol taşlarla kaplıydı. Her adımda ayakkabılarımızın altından çıtırtılar yükseliyordu. Güneş batmak üzereydi, gökyüzü kan kırmızısına dönmüştü.
Deniz önden gidiyor, ben arkasından sessizce yürüyordum. O an fark ettim — onunla benim aramda her zaman bir adım fark vardı. O hep öndeydi, ben hep geride.
105Please respect copyright.PENANA2KdwyTk0l0
> Deniz, hayatı koşarak yaşayanlardandı. Aras ise düşüne düşüne duranlardan.
Ama o gün, kader ikisini aynı hizada yürümeye zorlayacaktı.
105Please respect copyright.PENANAHl0AIoGBxr
105Please respect copyright.PENANAW4suqCWY4x
105Please respect copyright.PENANAgvB2DUmDvk
Kulenin kapısı pas içindeydi. Üzerinde neredeyse silinmiş bir tabela asılıydı, rüzgârla sallanıyordu:
“Girilmez. Tehlikeli yapı.”
Deniz’in dudaklarının kenarı kıvrıldı. “Tehlikeli diyorsa güzeldir.”
“Saçmalama, çökebilir,” dedim.
“Biraz yukarı çıkarız, olur biter. Korkak mısın sen Aras?”
Gülümsedi. Ben cevap vermedim. Belki de biraz korkaktım. Ama o sırada, içimdeki ses yeniden konuştu:
105Please respect copyright.PENANAFuYJdnpTgi
> ‘Çık. Gör. Öğren.’
105Please respect copyright.PENANAF2j69emrb7
105Please respect copyright.PENANAhZNuxNMUo4
105Please respect copyright.PENANA9mH8qakSbV
Kapıyı itince paslı menteşeler inledi. İçerisi karanlıktı, yalnızca yukarıdan süzülen ışık parçaları zemindeki tozu parlatıyordu.
Deniz önden yürüdü, merdivenlere bastığında tahtalar gıcırdadı.
Ben arkasından baktım. O anda bir düşünce geçti aklımdan —
Ya o tahtalardan biri kırılırsa?
Ama sonra hemen susturdum kendimi.
Korku, bazen insanın aklını korur ama cesaret, kalbini diri tutar.
Ben o gün kalbimi dinlemeyi seçmiştim.
105Please respect copyright.PENANArTolxzFGy8
Birinci kata vardığımızda, dışarıdaki manzara kısmen görünüyordu. Uzakta şehrin ışıkları, yavaşça yanmaya başlamıştı.
Deniz kamerayı çıkarıp bana döndü.
“Bak, buradan bile güzelmiş. Tepeden kim bilir nasıldır.”
“Fotoğraf mı çekiyorsun, intihar mı?” dedim alayla.
“İkisi birden olmasın sakın?”
Güldü. Ben de gülümsedim.
O anda her şey çok sıradandı, çok insanca.
105Please respect copyright.PENANARAemgMYcFg
> Oysa insan, hayatının en önemli anlarını yaşarken bunun farkına varmaz.
Bazı sonlar sessizce başlar — bir kahkaha arasında, bir rüzgârın içinde.
105Please respect copyright.PENANAkSrY2YORtD
105Please respect copyright.PENANAgJHrzQJp0S
105Please respect copyright.PENANAywSwSKr5Je
Yukarı çıkarken hava soğudu. Rüzgâr artık içeriden de duyuluyordu; kırık pencerelerden sızıyor, metal iskeletleri zangırdatıyordu.
Her basamakta kalbim biraz daha hızlı atıyordu ama nedenini anlayamıyordum.
Sanki biri bizi izliyordu.
Yalnızca kule değil, onun içindeki boşluk da canlı gibiydi.
105Please respect copyright.PENANAa7H25KLZjH
En sonunda, tepeye giden son merdivenlere ulaştık.
Deniz nefes nefeseydi ama yüzünde bir gülümseme vardı. “Birazdan göreceğiz,” dedi.
Ben sadece başımı salladım.
Ve o anda, içimde bir his doğdu —
Bir şey olacak.
Ne olduğunu bilmiyordum ama kalbim biliyordu.
105Please respect copyright.PENANAdhJRbEZWrm
> Kule, sessiz bir tanık gibiydi. Yıllar boyunca susmuş, kim bilir kaç hikâyeyi yutmuştu. O gece, iki arkadaşın kaderini de yutacaktı.
105Please respect copyright.PENANAmxQXU4aOX5


