Merak bazen insanı bilgelik yerine felakete götürür; dostluk, ölümle sınandığında gerçek anlamını bulur.
“Uzun, İnce Bir Kule’nin En Tepesinde”, insanın hem dış dünyaya hem de kendi iç karanlığına yaptığı tırmanışın trajik öyküsüdür.
Bir kasabanın kenarında, yıllardır kimsenin adım atmadığı bir kule yükselir.
İki arkadaş — Aras ve Deniz — sıradan bir gün, yalnızca birkaç fotoğraf çekmek için oraya gitmeye karar verir.
Ancak o kule, onları yalnızca yukarıya değil, kendi iç dünyalarının derinliklerine de tırmandıracaktır.
Rüzgârın uğultusu arasında dostluk, korku ve pişmanlık iç içe geçerken; o yükseklikten biri düşecek, diğeri ise hayatı boyunca inemeyecektir.
"Bazı yerler, insana gökyüzünü gösterirken aynı anda yerin altını da hatırlatır.”
69Please respect copyright.PENANA8XKOiGPuWz
Bu hikâye, cesaretle korkunun, dostlukla suçluluğun birbirine karıştığı o ince çizgide geçiyor.
ns216.73.216.13da2


