Rüzgâr, unuttuğu bir melodiyi hatırlamaya çalışan biri gibi uğulduyordu.
Heyana arabadan indiğinde gece çoktan çökmüştü.
Gökyüzü kül rengindeydi; ne ay vardı, ne yıldız. Sanki gökyüzü bile buradan yüz çevirmişti.
56Please respect copyright.PENANAby9HzPmslg
Fabrika, uzaktan dev bir iskelet gibi görünüyordu.
Karanlığın içinde paslı çelik kollarını göğe uzatmış, her tarafı çürümüş betonla sarılıydı.
Zemin, yağmurla karışmış çamur ve motor yağı kokusuyla kaplıydı.
Heyana, arabasının kapısını yavaşça kapattı.
Çıt sesi bile gecenin sessizliğini yarıp geçti.
56Please respect copyright.PENANA8ACdNZtk3G
Elinde küçük bir çanta, içinde yalnızca fener, ses kayıt cihazı, birkaç pil ve bir not defteri vardı.
Üç gündür kayıp olan genç kızın adını çantasına yazmıştı:
“Lina A.”
Fotoğrafına bakmıştı sabah; gülümsemesi yapaydı.
Gazetede çıkan son fotoğrafların çoğu öyledir zaten — ölümden habersiz bir gülümseme.
56Please respect copyright.PENANAH7W33ycqW2
Heyana iç çekti, feneri açtı.
Işık fabrika duvarına vurunca, paslı demirin yüzeyinde parlayan tuhaf bir renk gördü;
koyu kırmızı.
Kan mıydı?
Hayır, öyle görünüyordu ama emin olamadı.
Parmağıyla dokundu. Soğuktu. Tuzluydu. Zamanla oksitlenmiş bir şeydi.
56Please respect copyright.PENANAPJ0kMW1sxV
Bir an kendi nefesini dinledi.
Çok hızlıydı.
Gazetecilik onu yıllar önce korkusuz biri yapmıştı ama bu yer...
Bu yer farklıydı.
Burada hava bile geçmişin anılarını taşıyor gibiydi.
56Please respect copyright.PENANAkU4tqSufOL
Binaya yaklaşırken, ayaklarının altındaki cam kırıkları çıtırdadı.
Kapı aralık kalmıştı.
Üzerinde dev bir zincir asılıydı ama kilidi kırıktı.
Sanki biri yakın zamanda buradan geçmişti.
56Please respect copyright.PENANAIwDLS1ekDh
Heyana kapıyı itti.
İçeri girer girmez, duvarlarda yankılanan metal sesi yükseldi.
Adımlarının sesi bile ağırdı, her yankı bir nefes gibi dönüp kulağına çarpıyordu.
56Please respect copyright.PENANAxpc9JYAqO8
Fenerin ışığıyla etrafı taradı.
Raflar, devrilmiş makineler, yerde ezilmiş bir kask.
Duvarın dibinde, paslı bir masa.
Üzerinde eski bir not defteri vardı — kapak yarı açık, sayfalar nemden kıvrılmış.
56Please respect copyright.PENANABDVQKW0Eef
Heyana eline aldı.
Bazı sayfalar okunmaz haldeydi ama bir cümle netti:
56Please respect copyright.PENANA3mGvJz8Mdw
> “Karanlık, seslerden önce gelir.”
56Please respect copyright.PENANAbH25NFS2HY
56Please respect copyright.PENANAEnPbN0iPFQ
56Please respect copyright.PENANAb2NvIAbd3S
Elini defterden çekti.
Tuhaf bir his... sanki birisi nefes alıyordu, hemen arkasında.
Feneri çevirdi — hiçbir şey yoktu.
Sadece kendi gölgesi.
Ama gölge iki kişilikti.
56Please respect copyright.PENANAJSUAZ13udI
Bir adım geri attı.
Kendi sesi boğazına düğümlendi.
Soğuk ter sırtından aşağı süzüldü.
56Please respect copyright.PENANAzXG7QfR9m3
Bir süre öylece durdu, sonra fısıldadı:
56Please respect copyright.PENANAPbl9orITXC
> “Kim var orada?”
56Please respect copyright.PENANAPyaJImJ8N8
56Please respect copyright.PENANADsgVBsAwUx
56Please respect copyright.PENANAqkZ70t3FtN
Cevap gelmedi.
Ama yukarıdan bir şey düştü — ağır, demir bir parça.
Yere çarptı, yankılandı, sessizliği parçaladı.
56Please respect copyright.PENANAyhPvueMLVb
Heyana geri çekildi, kalbi göğsünden çıkacak gibiydi.
Feneri yukarı çevirdi, tavanın demir kirişlerinde bir hareket gördü.
Sanki biri oradaydı.
Ama gözünü kırptığı anda görüntü kayboldu.
56Please respect copyright.PENANA6m7uzX5IjI
Sadece karanlık kaldı.
ns216.73.216.13da2


